Heyet: Genç yaştakiler fazla
Mercan Dağları’nın “Ölüm çığlıkları yükseldi dağlardan, Kan revan içindeydi Mercan Vadisi. Ve bir kanlı mercan şafağında, Vuruldum tam on yedi yerimden” mısralarını alıntılayan mahkeme heyeti, Kırmızı Gül’ün sözlerinin ise “Böyle can veriyor İbrahim yoldaş... Halkımız arıyor seni her yerde, işçiler ocakta, köylüler dağda, dökülen kanların kalmayacak yerde, hesap soracağız İbrahim yoldaş” şeklinde olduğunun anlaşıldığını belirtti.
Maoist Komünist Partisi’nin (MKP) eski adıyla TKP/ML’nin, komünist bir düzen kurmayı amaçladığı, örgütün sempatizanlarının faaliyet gösterdiği Tunceli’de, kırsalda 25 silahlı militanın olduğu ifade edildi. Kaypakkaya için de, “TİP Eminönü ilçe teşkilatı üyesi oldu. 6. Filo eylemine katıldı. İşçi Köylü gazetesinde çalıştı. Milli demokratik devrim tezini benimsedi. Yaralı olarak kaçtığı çatışmadan 5 gün sonra yakalandı. 18 Mayıs 1973’te ölmüştür” denildi. Etkinlikte övülen şahsın aktif terör eylemlerine devam eden MKP’nin kurucusu olduğu yinelenerek şu ifadelere yer verildi: “Konsere katılanların yaşadığı yer Tunceli olup sıcak terör eylemlerinin devam eden bölgesidir. Eyleme gençler katılmıştır. Kaypakkaya’nın hiçbir zaman yargı önüne çıkmamış olması suç vasfında değişiklik yapmayacaktır. Propaganda suçunda, lider şahsın ceza alıp almamasının önemi yoktur. Eylemin gerçekleştiği yer olan Tunceli’de bütün terör örgütleri yoğun faaliyette bulunmaktadır. Dinleyici kitle arasında genç yaştakilerin çok olması, simge isimden övgüyle söz etmeleri, konserdekilerde örgüte katılma iradesini güçlendireceği göz önüne alındığında, sanıkların eylemlerinin fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi söz konusu değildir.”
Sıra türkülerde
Türk halk müziği sanatçıları Pınar Sağ ile Mehmet Özcan’ın örgüt propagandasından 10 ay hapse mahkûm edilmelerinin nedeni, Tunceli’de gençlerin katıldığı bir etkinlikte, Mercan Dağları ve Kırmızı Gül adlı türküleri söylemeleri. Kırmızı Gül’ün İbrahim Kaypakkaya’ya, Mercan Dağları’nın ise 2005’te öldürülen 17 MKP üyesine yazıldığını söyleyen mahkeme, bu türkülerin, gençlerin örgüte katılma iradelerini güçlendireceğini savundu.
Sağ’ın avukatı Taylan Tanay ise “Şarkıları, türküleri suçlu ilan etmek kabul edilemez. Üstelik iddianamede böyle bir suçlama yoktu” diyor. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi, müzisyenlerin hapse mahkûm edildiği davanın gerekçesini açıkladı. Sağ ve Özcan’ın 29 Mart 2009’da yerel seçimler öncesi Tunceli’de bağımsız belediye başkanı adayı Murat Kur’un tanıtım etkinliğine katıldıkları anımsatılan kararda, sanatçıların söyledikleri türkülerle, Kaypakkaya’nın şahsında, örgütün propagandasını yaptıkları ifade edildi.
‘Hukuki değil siyasi karar’
Sağ’ın avukatı Taylan Tanay, “Yargıçlar, bir türkünün, konuşmanın Tunceli’nin özgün yapısı nedeniyle suç oluşturacağını söylüyor. Bu türkü başka bir ilde söylenseydi suç oluşturmayacaktı” dedi. Mahkemenin, savcının iddia ettiği suçlamanın dışına çıktığına dikkat çekerek devam etti: “Türkülerin suç delili olarak gösterilmesi, verilen cezanın gerekçesini bulamamaktan kaynaklanıyor. Bu gerekçe, son dönemde sanatçılara yönelik baskılar açısından çarpıcı. 30 yıldır emekçilerin söylediği türkü örgüt parçası ilan ediliyor.”
Taylan Tanay, Kaypakkaya’yı 1973’te Diyarbakır’da öldürenlerin hâlâ yargı önüne çıkarılmadığını, işkenceyle öldürülen Kaypakkaya’nın terörist değil sosyalist öğrenci lideri olduğunu anımsattı.