Himmet KAYA
Bu yıl 13.’üncüsünün düzenlenmiş olduğu Arguvan Vakfı ve Arguvan Belediyesi’nin ortak çalışması olan Uluslararası Arguvan Türkü Festivali’ne katıldım. Türkü deyince Anadolu’da doğmuş, büyümüş biri olarak bende uyandırdığı değeri en güzel Thales’in sözleriyle anlatırım. “Bir ülkenin türkülerini yapanlar, kanunlarını yapanlardan daha değerlidir.” Felsefenin ve bilimin öncüsü olan filozofumuzun dediği gibi türkü inançlarımıza ve değerlerimize sahip çıkmamızı sağlayan en önemli değerdir. Hele bir de Anadolu insanıysan orada doğmuş, o toprakta çocukluğunu geçirmişsen inancını, kardeşliğini, insanı insan yapan duygunun temelini türkülerle atmışsın demektir.
Lakin; Arguvan Türkü Festivali’nde türkülerimizi yaşamak, bir kez daha o eşsiz ezgiyle bir olabilmek için kilometrelerce yol gittiğimiz festivalde türküler ikinci plandaydı. Normal nüfusu 7 bin civarı olan Arguvan’ın festival dolayısıyla iki gün boyunca nüfusu en az 3 katına ulaşmıştı. Türkünün birleştirici özelliğini yaşadığımız Arguvan sokaklarında, kadın, erkek, genç, yaşlı, Türk, Kürt, Alevi, Sünni her armoninin renklendirdiği festivale, bazı kişilerin fazla alkol tüketimi gölge düşürdü.
Nice Ozanların, Veysellerin, Mahzunilerin, Neşetlerin dillerinden ruhumuza geçen ezgilerin mistik duygusu değerini göremedi. Alkolün dozunu kaçırıp, adeta kavga, trafik kazaları, çocukların ve kadınların tedirginliğe maruz kalmaları türkülerinin duygusunu unutturdu. Ülkemin özlediği bir fotoğrafın içinde olma mutluluğumuzu yaşayacağımıza festivalin mağdurları olduk.
Kimi birilerinin kavgasının içinde buldu kendisini, kimi çocuğunu korumaktan geldiğine pişman oldu, kimi ise alkolün etkisiyle çirkin diyaloglara maruz kaldı. Bu eleştirim alkolün niye içildiğine değil, ayarsız tüketimine. Sonuçta kişilerin özel hakları ve tercihlerine saygım sonsuz, ta ki bir başkasının hakkını gasp edene dek!..
Arguvan Türkü Festivali’nin kültürel zenginliklerimizi tanıtmadaki önemine yönelik, gerek Arguvan Vakfı gerekse Arguvan Belediyesi hakkını verecek çalışmalar yapıyor. Bu etkinliği 13 yıldır devam ettirmeyi ve binlerce insanın Arguvan’a gelmesini sağlıyorlar.
Fakat, madalyonun diğer yüzünde yaşananları da görmek gerektiğini düşünüyorum. Türkü festivalleri hep yaşamalı, memleketimin bağını, bahçesini, insanını, ozanını, aşkını, sevdasını, kardeşini, vatanını anlatmalı. Türküler kuşaktan kuşağa memleketime ayna olmalı, yol göstermeli, hayatı tarif etmeli. Ama daha insancıl, daha çağdaş, daha Anadolu insanına yakışır bir kucaklamayla…
Saygılarımla…