ARGUVAN HABER
2016-10-23 08:03:32

BU ALEVİLER DE ÇOK OLUYOR AMA(!)

HÜSEYİN YALÇIN

23 Ekim 2016, 08:03

Bu aleviler var ya, "Benim kâbem insandır"diyerek, insanı kutsuyorlar, insan yaşamının sudan ucuz olduğu güzelim ülkemde! 

Bu aleviler birde"enel hak"diyerek, insanın Tanrısal bir öz ve nitelik taşıdığını, Tanrı-insan varoluşunun bir olduğunu ileri sürüyorlar! İnsanların, Tanrı katında sadece kul mertebesinde olduğu güzelim ülkemde. 

Bu aleviler var ya, "Eline,diline, beline sahip ol"diyorlar ve EDEB'i düstur ediniyorlar! Fitnenin, fesatın, hırsızın, arsızın, rantçının, rüşvetçinin, katilin, tecavüzcünün, bilimum sapığın kol gezdiği güzelim ülkemde! 

Bu aleviler birde, "İbadetin makbulü, gizli yapılandır"diyerek sessiz- sedasız, gösterişsiz, davul çalmadan, top atmadan oruçlarını tutuyor ve açıyorlar! Her türlü ibadetin şova dönüştüğü, dini duyguların sömürüldüğü ve dinin, siyasete-ticarete alet edildiği güzelim ülkemde. 

Bu aleviler var ya, bu aleviler! "İbadetimiz cem,ibadethanemiz cemevi"diyerek cem meydanında dar'a duruyor, özünü yokluyor, Kırklar meclisinden bu yana kadın-erkek can olup semaha duruyor,hak aşkıyla Semah dönüyorlar! Ama yinede,İbadet ve ibadethanesi dahi kabul edilmiyor,ayrımcılığa maruz kalıyor ve ötekileştiriliyorlar güzelim ülkemde. 

Bu aleviler var ya, Cem yaparken, kalpleri, gönülleri İrşad etme anlamında ve ışığı-aydınlığı paylaşmak bağlamında çerağ/mum yakıyorlar! Bunu bilmeyen (!) Yada içinde Alevilere karşı kin ve nefret barındıran bazı zekâ özürlüler, vicdan yoksunları, iftiracılar buna"mum söndü"gibi çirkin bir anlam yükleyerek, alevilere kara çalmak istiyorlar güzelim ülkemde. 

Bu aleviler var ya,kendi ibadethanesi olan cemevlerini dahi"Allahın evi"olarak görmüyor, Allah'ın belli bir zaman ve mekâna hapsedilemeyeceğini, mekânın kutsal olmadığını belirterek, "Allah'ın evi, insanın kalbidir"diyorlar! Yüz bine yakın caminin Allah'ın evi kabul edildiği güzelim ülkemde. 

Bu aleviler var ya, genellikle perşembe akşamı cem yapıyorlar ve perşembe akşamına da"cuma akşamı"diyorlar. Hiçbir güne de hayır-şer bağlamında bir anlam yüklemezken, cuma günleri insanlar birbirlerine " Hayırlı cumalar"dilemekten adeta yorgun-bitap düşüyorlar güzelim ülkemde. 

Bu aleviler birde, çoğu yoksul olmalarına rağmen cemevlerini kendi dar olanakları çerçevesinde elbirliği ile yapıyor ve özellikle köylerde dedelere"hakkullah"adı altında gönlünden ne koparsa maddi yardım sağlarken; devlet, camileri kendi yaptığı gibi yüzbinlerce imamın, vaizin,hatipin, müftünün, bilimum din görevlilerinin maaşlarınıda en yüksekten ödüyor. Hemde alevilerden de almış olduğu vergilerle. Devlet ve siyasi hükümet üstelik birde alevilerin ibadethanesi olan Cemevlerinin yasal statüsünü tanımıyor güzelim ülkemde. 

Bu aleviler var ya,"dört kapı, kırk makam"mertebesinden, "insanı Kâmil"aşamasına ulaşarak erdemli insan olmak istiyorlar halâ!Ahlaksızlığın ve cehaletin prim yaptığı güzelim ülkemde. 

Bu aleviler var ya, ezici çoğunluğu emekten, halktan yana tavır alarak SOL'da duruyor! Kapitalizm ve faşizm bu kadar kök salmışken, ırkçılık, dinci-yobazlık, muhafazakarlık kısaca SAĞ'cılık bu kadar yaygınken güzelim ülkemde. 

Bu aleviler var ya, herkesin eşit, komünal yaşam tarzı ve pratiğinin olduğu, paranın kullanılmadığı bir Rıza Şehri ütopyasından bahsediyorlar! Açlık ve sefalet kol gezerken, paranın sultası bir çok değeri yok etmişken ve de insanların hayalleri dahi çalınmışken güzelim ülkemde. 

Bu aleviler var ya, Yezit ile hem tarihsel bir kişi olan ve imam Hüseyin'i Kerbela'da katleden Maviye'nin oğlu Yezit'i vurguluyorlar hemde zulmedene, zalime,haksıza Yezit diyorlar. Hatta kendi içlerinde ki Yezit'e de"Yolun Yezit'i"diyerek düşkün ilân ediyorlar! Yezit'lere boyun eğilir ve biat edilirken güzelim ülkemde. 

Bu aleviler var ya, kendi tabirleriyle yolun yezitlerini yani topluma ve yola-erkana zarar vermiş olanları"düşkün"olarak ilan edip, cezalandırıyor, dışlıyorlar! Hırsızın, arsızın, katilin ve bilimum ahlaksızın baş tacı edildiği güzelim ülkemde. 

Bu aleviler birde, " imam Hüseyin, Yezit'e; Pirsultan, Hızır paşa'ya boyun eğmedi"diyerekten, bir muktedire boyun eğmiyorlar, biat etmiyorlar! Çoğunluk sarayın kulu-kölesi olup, biat etmişken güzelim ülkemde. 

Bu aleviler,dualarını kendi ana dillerinde okuyor, bir dua sonrası yada güzel bir temenni de "Allah Allah"diyorlar! Her duaya"amin"yada her temenni ye inşallah-maşallah denilen kaderci ve güzelim ülkemde. 

Bu aleviler birde, ölüme bile inanmıyor ve"ölen tendir, can ölesi değil"inancı ile ölen için"hakka yürüdü"diyorlar! Ölümden bile korkmuyorlar!!!Herkesi ölüm korkusu sarmışken güzelim ülkemde.
Şimdi pek az olsada, eskiden hakka yürüyen alevi can, deyişler ve nefeslerle hakka uğurlanır,toprağa sırlanırdı. Derdiyoklar müzik grubu da bir türküsünde diyor ya : " Türkülerle gömün beni"diye. 
Bu satırları yazarken aklıma Neşet Ertaş'ın sözü geldi. Şöyle demişti üstad : " Bana öldü demeyin, yoruldu gitti deyin".Saygıyla anıyorum! 

Bu aleviler var ya, "İncinsende İncitme"diyerek barışı, dostluğu, kardeşliği, sevgiyi dillendiriyorlar! Kinin, nefretin ve savaş çığırtkanlığın bu kadar revaçta olduğu güzelim ülkemde. 

Bu aleviler var ya, çoğunluğu, din, dil, ırk, renk, cinsiyet ayırt etmeden, "yetmiş iki millete aynı nazarla bakıyorlar".Tek milletin Türk, tek dinin müslüman, tek mezhebin hanefilik olduğu güzelim ülkemde. 

Bu aleviler var ya bu aleviler! Hala barış, demokrasi, insan hakları, özgürlük, kadın-erkek eşitliği, laiklik, çağdaşlık, eşit yurttaşlık yasası gibi çok tehlikeli isteklerde bulunuyorlar! Faşizmin tam gaz yol aldığı güzelim ülkemde. 

Bu aleviler var ya, tarih boyunca katliama uğramış,asılmış, kesilmiş en son Sivas'da yakılmış, ama bugüne kadar hiçbir insanı ne asmışlar ne kesmişler ne de yakmışlar! Öç almanın, intikamın ve ölümün kutsandığı güzelim ülkemde. 

Bu aleviler var ya, çok ayrımcılık yapıyorlar çokkk! Kadına, erkekten daha çok değer veriyorlar, üstelik bu yetmezmiş gibi birde kızlarını okutuyorlar! 
Kızların, kadınların insan yerine konulmadığı erkek egemen güzelim ülkemde. 

Bu aleviler birde, saz çalıyor, türkü - deyiş söylüyor, aşk-ı muhabbet içinde gönülleri coşturuyorlar. Cem'de zakirlerde saz çalarak söylüyor ve canlar semah dönüyor. Neden saz çalıyorsunuz dediğinizde ise"Biz saz çalarız, kul hakkı çalmayız"diyorlar . Kul hakkı çalmanın kanıksandığı, sanatın ucube olarak görüldüğü hatta cemevi'ne"cümbüş evi"denildiği güzelim ülkemde. 

Bu aleviler var ya, " Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır"diyerekten, bilimi ve böylece aklı kutsuyorlar!Hurafelerden, akla ziyan düşünce ve uygulamalardan, muskadan, büyüden, üfürükten geçilmeyen güzelim ülkemde. 

Bu aleviler var ya, birde ne yapıyorlar biliyor musunuz? Kadınlarının başlarını kapatmadıkları gibi, kadınlarının nasıl giyinmesi, ne yiyip-içmesi gerektiğine bile karışmıyor, böylece güzel ülkemin sosyolojik dokuları ile alay ediyorlar adeta. Bu kadar da olmazki yani. Oysa, kadının namusunun en büyük göstergesi kıl'dır(!)yani saçının açık yada kapalı olması. "Açık kadın, perdesiz eve benzer ya kiralıktır ya satılık"diyen dinci-yobaz siyasilerin olduğu güzelim ülkemde. 

Belki inanmazsınız ama bu aleviler var ya, bunlar hâlâ bugün olmuş, kadınlara değer veriyor, kadınlara insan gözüyle bakıyor hatta hiçbirinin"kadın şeytandır"dediğini hiç kimse duymamış! Bu kadar da olmazki yani, "kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin"zihniyetinin egemen olduğu güzelim ülkemde. 

Bu aleviler birde, " mihrabımdır, kaşlarının arası"diyerek, kadını ve aşkı kutsuyorlar!Kadın cinayetlerinin, çocuk gelinlerin, kadına tecavüzlerin ayyuka çıktığı, aşkın karın doyurmadığı güzelim ülkemde. 

Bu aleviler de tuhaf bir şey daha var, Musahiplik! Ceme girerek dedenin, pirin huzurunda müsahip olan iki alevi can, birbiriyle kardeş kabul ediliyor! Kardeşin, kardeşe düşman olduğu, çıkar çatışmasında kardeşin kardeşi öldürdüğü bir dünyada ve güzelim ülkemde. 

Bu aleviler birde, evine gelen misafir kendisine mihman oluyor yani onu gönüllerinde ağırlıyor.Komşuluk hatta akrabalık ilişkisinin dahi bittiği güzelim ülkemde. 

Ülkemde insanlar etnisiteye, milliyete, dine, mezhebe bağlı olarak kutuplaşıp ayrışmışken, sanki aleviler bunu bilmezmiş gibi sen kalk her gördüğün insana ,ister hıristiyan olsun,ister yahudi, ister sünni, ister laz, ister Çerkez, ister Türk, ister Kürt hatta isterse ingiliz yada Alman, ister ateist, isterse gavur olsun hala "can"diyor. Bu kadar da olmazki yani, insan genel çoğunluğun tutum ve davranışına uyar(!) güzelim ülkemde. 

İşte, bu açıdan aleviler, bu ülkenin düzenini bozuyorlar! Huzur içinde kendi karanlığımızda yaşamak varken, bu ışık, bu aydınlık niye!!!

Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim! Devlet ve siyasi hükümetler yüzyıllardır alevilik inancını, egemen inanç sistemi içinde eritmek, yok etmek için asimilasyon uyguladıkları bir gerçek ve hele hele son yıllarda bu iyice yoğunlaştı. Bu açıdan alevilerin kendi inancını, yolunu - erkânını koruyabilmek için bilinçli hareket ederek örgütlenme ivmelerini artırmaları elzemdir. 
Alevilik, bu toprakların rengi ve insanı merkeze koyan bir inanç sistemi, bir toplumsal yaşam felsefesi ve hoşgörü Kapısıdır. 
Alevilik, ülkemizde dinci-yobazlığın da panzehiridir! 
Kısacası aleviler bu ülkenin yüzakıdır! 
Aşk ile...

Umut ta kalın, dirençli olun. 


Hüseyin Yalçın ( Sosyolog )


NOT : Bu makalem ekim 2016'da Malatya Son Nokta gazetesi'nde köşe yazımda yayınlandı. 




Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.