ARGUVAN HABER
2016-07-11 22:02:06

INSAN - TOPLUM-SISTEM-BİREY-AYDIN

HÜSEYİN YALÇIN

11 Temmuz 2016, 22:02

Her insanın yaşama karşı bir duruşu, olaylar karşısında belli bir fikir / düşünce perspektifinde olayları değerlendirmesi, özgün bir düşünce ortaya koyması gerekir çünkü insanı insan kılan düşünceleridir! Karakterinin insani öz ile yoğrulmasıdır. Maalesef bu böyle olmuyor her zaman. Özellikle toplumumuzda ve yaşadığımız gün ve koşullar içinde insanların araştırma, okuma, öğrenme ve sorgulama yetenekleri azalmakta, adeta beyinleri dumura uğramaktadır. Bunun bir çok sübjektif ve objektif hatta konjoktürel koşullardan kaynaklı etkenleri var...En temel/belirleyici etken ise uygulanan sistemdir!!! Çünkü, sistem kendi insan tipolojisini oluşturup, toplumu aynı tornadan çıkmışcasına birbirine benzer insanlar topluluğuna dönüştürüyor. Belli bir ideoloji ve zihniyete bağlı olarak dayatılan ve sonrada kıskaca alınan yaşam tarzı gibi. Giyim kuşamdan; yeme-içme kültürüne kadar, toplumsal yaşam alanlarına, sokaklara yansımış olan görüntüler bunun bir tezahürüdür. 

Farkında mısınız? Özellikle son yıllarda, AYNEN kelimesi sokakta ve sosyal medya mecrasında kullanılan en yaygın kelimeye dönüştü. Çünkü, insanlar özgür ve özgün düşünemiyor yada bir bir düşüncenin ifadesinde bile atak davranamıyor, düşünme tembelliğine saplanıyor! 

İşte bu bağlamda BİREY olmak önem arzetmektedir. Birey olmak, bireycilik, bencillik, egoistlik anlamında değil; sistemin dayattığı zihniyet ve bakış açısını, anlayışı,önyargıyı kırıp özgür düşünceli olmak, olaylar karşısında sorgulayıcı olup, doğmatizmi alt etmek, özgün düşüncelerle değerlendirmeler yapıp, olayları analiz-sentez edebilmek, kendi irade ve beynini ipotek altına koymadan biat kültürüne karşı çıkmak, insanın en soylu davranış ve niteliğinin düşünce üretmek-paylaşmak olduğu algısını geliştirmek gibi...

Aydın olmak ise fikir/düşünce ile toplumu aydınlatıp, topluma öncü olmak, toplumsal/ülkesel düzeyde ve ölçekte sorunlara belli çözüm önerileri oluşturmak; çağının-toplumunun tanığı olup, onurlu, namuslu bir dik duruş sergilemek, haksızlıklara, zalimlere karşı durmak, emeği kutsal ve değerli addedip yoksul emekçi insanlardan yana olmak, baskı-zulüm politikalarına karşı halkı her ne pahasına olursa olsun savunmak, hiçbir maddi-manevi çıkar ilişkisine girmeden gerçeğin neferi olup, gerçekleri halka ifşa etmek gibi...
Benim, aydın tanımım bu olup, bence bu kategoriye devrimci-sosyalist aydınlar girmektedir ki, gerçek aydın insanın, solcu olmaktan başka seçeneği olmasa gerek!!!

Aydın insanın en temel niteliğinden biri de, her koşul içinde gerçeklerin peşinde koşarak ve gerçekleri"kral çıplak"diyerekten halka ifade etmektir! Bunun sonucu oluşabilecek baskı ve yıldırmalara göğüs gererek dik ve onurlu duruş ile halktan, emekten yana tavır sergilemektir. 

Aydın insan olmanın ölçütü diploma ve akademik kariyer, ünvan değildir! Tabi ki, akademik-bilimsel eğitim önemlidir ama başka niteliklerle harmanlanmazsa, tek başına yeterli olmaz. 
Örneğin, Yaşar Kemal, ortaokul mezunudur ama aydın bir insandı. Edebi sanatta özellikle roman dalında dünya ölçeğinde büyük bir sanatçı olmanın yanında, aynı zamanda yaşadığı toplumun sorunlarına duyarlı onurlu bir aydındı! 

Şu anki Türkiye panoramasına baktığımızda aydın (!) diye lanse edilmiş olan binlerce aydın bozuntuları suskun! Üniversiteler, meslek odaları, sivil toplum örgütleri, medya mensupları suskun. Çünkü, onlar, korku imparatorluğunun ve bir muktedirin esir aldığı, dillerini bağladığı, zihinlerine (!) Ve kalplerine (!) Vicdanlarına (!) İpotek koyduğu, kişisel çıkarları ve ikballeri için susan, korkak, zavallı insancıklara dönüştüler! 
Baskı ve zulümün müsebbiblerinden biri de işte bu soysuz tiplerdir. Bunlar, dönemsel rüzgarların esiş yönüne bağlı olarak fırıldak misali yön tayin ederler. Oysa, bir uçurtmanın dahi uçabilmesi, rüzgara karşı koyabilmesinden kaynaklanır. Yani, bunlar bir kağıt uçurtmanın değerinde bile olmayan, zavallı, korkak ve ahlaki düşkünlük içinde olan insan müsveddeleri dir!

Umut ta kalın, dirençli olun. 


Hüseyin Yalçın ( Sosyolog )


---------------------------------------------------------------------
NOT : Bu makalem temmuz 2016 da Malatya Son Nokta gazetesinde köşe yazımda yayınlandı. 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.