ARGUVAN HABER
2018-09-28 16:43:35

EYMİR'İN ERSOY'U ''BİR HALK ADAMI'' RÖPORTAJ

MEHMET ALİ ÇABUK

28 Eylül 2018, 16:43

‘’Bir Halk Adamı’’ sözü benim değil, halkın sözü…
-Ersoy Bey; Köyünüze iç ve dış dizaynı ile çok güzel bir ev yapmışsınız. Güle güle, uzun yılarda, huzur içinde bu evde yaşamanı diliyoruz. Özellikle şu an içinde röportaj yaptığımız odayı antika eşyalarla tıklım tıklım içini, dört duvarını, tabanını, tavanını doldurmuşsunuz. Bu eşya için çok para ve emek harcadığınız belli… Amacınız nedir?

-Amacım Arguvan geneline bir müze kazandırmaktı. Buradaki eşyalar, aletler ve diğer malzemeler dışında büyük hacimli olanlar dışarıda ve çatıdadır. Bunları biriktirmeye devam edeceğim. Parasına ve emeğine gelince, para değeri az ancak manevi değeri büyük eşyalardır, bunun yanında zamana yayıldığında çokta yorucu bir etki yaratmadı. Ayrıca bu benim bir hayalim, hayalleri gerçekleştirme çabası insanı yormaz. Bu antik araç-gereçler eskiden bölgemizde kullanılan araç ve gereçlerdir. Aslında bölgeyi ve bölgede yaşayan halkı sevmek ile ilgili. Halkım ve geçmişi benim sevdamdır, hayalimdir, amacımdır, yaşam nedenlerimin en önemlilerindendir.

Buradaki birçok eşyayı para vermeden aldım. Örneğin dışarıda gördüğünüz şahra kırılıp yakılmak üzere iken aldım, şu karşıda gördüğünüz curayı bir köyde kırık ve yarısı yok halde bir peğde görüm. Evin hanımına bunu ben alabilir miyim'' diye soruduğumda ‘’al kurban zaten sacın altına atacaktım ’ Demişti. İşte böyle…

İlçemizde özellikle benim bildiğim kadarıyla Konakbaşı (Apası) Sinemi mezrası ve bazı yerlerde sazlar, curalar yapılırdı. Günümüzde yok olmaya yüz tutan bu sazlardan ve sazları yapan dedelerin bir hatırasını evimde bulundurmak huzur veriyor. Bölgemizde geçmişte kullanılan birçok malzeme ve antika eşya şehirlerde yaşayan ‘’hatırlı’’ insanların evlerine süs eşyası olarak gitti. Bazıları da ticaret yapanlara naylon kaplar karşılığında verildi. Kısaca “Tarih Ticaret Malzemesi” yapıldı. Oysa bu eşyalar bu toprakların ve bölgede yaşayanların ortak malıdır. Bir etnografya müzesi oluşturularak gelecek nesillere aktarılmasının sağlanması gerektiği düşüncesindeyim.

-Neden çok önemsiyorsunuz bu malzemeleri?

-En önemlisi bölgemi ilgilendiriyor, Köylerimiz betonlaşmaya yüz tuttukça malzemeler, kullanılan araç gereçlerde yok olmaya başladı bu nedenle halkımızın hafızası yitirilmemeli. Atalarımızın üretim araçları torunlarına tanıtılmalı ve saygı duyulmalı.

-Neden evinizde bir bölüm daha oluşturup tamamını sergilemiyorsunuz.
Ben evin bir bölümünde örnek olsun diye bu malzemeleri sergiliyorum. Bu tür çalışmalar genele hitap etmeli. Arguvan geneline resmi prosedürü tamamlanarak bir müze oluşturulmalı Bu eşyalar benim gibi elinde olanların özelinde kalmadan genele kazandırılmalı. Malzemeleri herkesin görmesi ve tanıması sağlanmalı.

-Küçükken böyle bir özleminiz var mıydı?

-Evet, özlem mayalanması küçük yaşta oluşmuştu. Çünkü ilkokul 5. Sınıfı gelip köyümde okudum ve İstanbul’da iken de ata kültürü ile bağlantımız kopmadı. 1990 larda malzeme toplamaya başladım. İstanbul Sultanahmet semtinde devlet memurluğu yaptığım dönemde gördüğünüz yastıkları satın alarak başladım. Ancak geçen sürede o kadar çok eşya birikti ki, işte gördüğünüz gibi...

-Kaç doğumlusunuz?

-1962 doğumluyum.

-İlkokulu İstanbul’da mı bitirdiniz?

-İlkokula Köyüm olan Eymir’de başladım ama aynı yıl İstanbul’a göçtük. Ancak, yukarıda da belirttiğim gibi yalnızca İlkokul 5. Sınıfı köyümde tamamladım. Nedeni ise Babaannem köyde yalnızdı. Bir ses vereyim diye köye gönderildim ve köyde İlkokulu bitirdim. Ortaokulu İstanbul’da bitirdim. Ben zaten ortaokul mezunuyum. Okula imkânsızlıklar nedeniyle devam edemedim yani okuyamadım. Şartlarımız uygun değildi.

-Arguvan havalisinde izliyoruz. Nerede bir düğün nerede? Bir taziye daha doğrusu nerede bir topluluk var ise Ersoy Bey orada. Derdiniz ne sizin bea?

-Ben İstanbul’daki yaşantımda da aynı idim. Yaşadığın yerdeki insanlarla birlikte olabilmenin yollarını arayıp bulmalı. Özellikle acı, tatlı günlerinde yanlarında olmalıyız. Bu günümüze daha da önemli ve gerekli oldu. Yoksa başka ne derdim olabilir? 1994 yılından itibaren İstanbul’da Eymir Köyü Dernek yönetimine girdim. Uzun sürede dernek Başkanlığı da yaptım. 1995 tarihinde ise Arguvan Vakfı İlk kurucu üyelerinden oldum ve ilk yönetiminde, çok sayıda Arguvan etkinliklerinde festivaller dahil görev aldım. İşlerimin en yoğun döneminde dahi insanlarımızla birlikte olmak beni mutlu ediyordu.

-Vakıf ve derneklerin toplumu dönüştürebileceğine inanıyor musunuz?

-Amacına uygun olarak hareket edilirse evet, vakıf ve derneklerin kısaca sivil toplum örgütlerinin toplumu dönüştüreceğine inanıyorum. Tekrar etmekten kaçınmayacağım AMACINA UYGUN... 

-‘’Amacına uygun’’ demenizden ne anlayalım, biraz açar mısınız?

-Bir dernek veya vakfın kuruluş amacı vardır. Bu dernek ise tüzüğünde, vakıf ise vakıf senedinde yazılıdır. Dernek ve vakıflarımız çok güzel amaçlarla yola çıktılar ama sonra amaçlarının dışına taştılar. Yöneticiler dernek üyelerinin görüşlerini dahi almadan dernekleri kendi şahsi kararları ile siyasete bulaştırdılar, Bu yapılmamalıydı. Kendi asli görevleri daha önemli ve siyaset üstü bir görev ve uğraşıydı. Halkın kendileri için belirlediği alan içinde kalarak hizmet vermeli idiler. Bu düşüncem 2014 yılında girdiğim ön seçimde yaşadıklarımdan dolayı değildir. Arguvan, Büyükşehir olmadan yine bir dernekçilik ve vakıfta emekçi dostumuz bir arkadaşımız toplantı düzenleyerek ‘’Arguvan Belediye Başkanlığına aday olacağım'' Dediğinde “ bizler dernekler ve vakıf olarak desteklememizin doğru olmayacağını Arguvanlıların oylarına ipotek konulamayacağını '' belirtmiştik. Arkadaşımıza ''sizi sevenler dernek veya vakıf adına değil, şahsi olarak destekleyebilirler'' Denmişti. Aynı düşüncem o günde aynı idi 2014 yılında ve şimdide aynı şekilde devam etmektedir.

-O bahsettiğiniz arkadaşınız kimdi, isim verebilir misiniz?

-İsim vermem doğru olmayabilir. Kamuoyu tarafından tanınan, dernek ve vakıflarda emekçi bir arkadaşımız idi…

Sonuç olarak derneklerimiz ve vakfımız kendi görev alanı dışına çıkıp, siyasete müdahil olduğu için zarar gördüğünü düşünüyorum. Çünkü dernek veya vakfı kuran üyelerinin ve köylerde (mahallerde) yaşayanların siyasi görüşleri veya aynı parti içinde destekledikleri kişiler vardır. Farklı siyasi görüşteki üyelerden oluşan kurumları tek yönlü yönlendirmeye tabi tutmak, en başta o farklı görüşe sahip üyelere saygı duymamak olur. Aynı görüşte olsa bile iradeye saygı duymamak olur.

2014 Yerel seçimlerinde aynı hataya düşüldü. 2014 Yerel seçimlerinde kazandılar. Evet doğru ama yalnızca seçim kazandılar. Peki, geri planda ne oldu? Bunu Arguvan kamuoyunu dinleyip onlarla bir süre yaşayarak iyice tahlil etmek gerekir. Çok ciddi emek verilen dernek ve vakfımız hakkında Görüşlerin ne yazık ki kamuoyunda eskisi gibi olmadığını görüyorum. 

-Biraz açar mısınız, ne oldu yani?

-Ayrışmalar oldu. Kendimden bir örnek vereyim. Ben bir Eymirli olarak gelip, Arguvan Belediye Başkanlığına partimden aday adayı oldum. Eymir Köyü Derneğinin o günkü başkanına vakıfta yapılan bir toplantıda bir adaya destek imzası attırıldı. Oysa ben yıllarca bu derneğin üyesiyim, derneğe hizmet vermiş, görev yapmış kişiyim… Benim ile derneğim ve köylüm arasına girmeleri doğru değildi. Bu örnekteki ve diğer bazı durumlar ayrışmayı hızlandırdı ilişkilere ciddi zarar verdiler. 

- CHP bu ‘’ayrıştırıcılığı’’ görmüyor mu?

- Partinin bu durumu görmesi gerekmiyor, partiyi çokta ilgilendirmez. Siyaset farklı, dernekçilik farklı amaçla hizmet verir. Oysa dernekler Arguvan toplumu için sosyal dayanışma açısından çok önemli idi.
-CHP, şimdiki Sayın Başkanı hala desteklemekte, buna rağmen önümüzdeki yerel seçimlerde aday olacak mısınız?

-Önseçim olursa CHP’den aday adayı olacağım. Yöntem önceden açıklanırsa kararımı buna göre vereceğim. Yöntem aday adaylığı başvurusundan sonra açıklanırsa, aday adaylığına başvuru yapıp, yöntemin açıklanmasını bekleyip ona göre bir karar vereceğim ön seçim yapılmasını arzuluyorum aksi takdirde partimiz zarar görür düşüncesindeyim.

-Yani demokratik bir ortam istiyorsunuz ve demokratik bir ortamda kazanacağınıza da inanıyorsunuz. Böyle mi anlayalım? 

-Aynen öyle... Atama aday yapılırsa yanlış olur. Yani ben Ersoy Eren’im, parti beni atasın, bende belediye başkanı olayım. Yok, arkadaş bu durumu ben doğru bulmuyorum. Önümüzdeki yerel seçimlerde de önseçim olsun. Atama yollu başkan adaylığını kendi inanç ve prensiplerime ve beni destekleyen halkın bakış açısına ters görürüm. Bu nedenle önseçim olması gerekir. 

- Halihazırda görev yapan Belediye Başkanı Sn. Mehmet Kızıldaş’ın kendine destek verenlere ''taraf'' davrandığına inanıyor musunuz? Bu konuda düşüncenizi alabilir miyim?

- Siz Mehmet Ali Çabuk olarak ‘’Arguvan Belediye Başkanlığına gelip aday oldunuz’’ Diyelim ya kazanır görev yaparsınız ya da kaybedip gidersiniz. Bu durum gayet doğal, ancak 25-26 derneğin üyelerinin bile haberi olmadan dernek başkanının oluru ile aday olmuş ve de derneklerden 40-50 kişi de gelip köy köy dolaşarak oy isteme yolu ile çalışmış bu nedenle destekleyenler söz haklarının olduğunu düşünebilirler bazı ayrıcalıklar isteyebilirler. Ben ne düşünürsem düşüneyim önemli değil. Bunu Arguvan’da daimi yaşayan halka sormalı, en iyisini ve doğrusunu halk bilir.

-Seçimlerde vatandaşların bir adayı desteklemesi ve destek için köy köy dolaşarak adayının yanında olması doğal ve yasal değil midir? 

-Doğal ve yasaldır, ancak bu destekleyicilerin Arguvan’da yaşamaları gerekmez mi ?,Arguvan halkının iradesine ipotek koymak yanlıştır. 1200 km. uzaklardan gelip, gruplar halinde dolaşmaları doğru değildir. Herkes siyasi mücadelesini yaşadığı ikamet ettiği yerde yapmalı. Bırakın siyaseti Muhtarlıklara bile müdahale oluyor. Sonra çekip gidiyorlar. Beraber yaşamak zorunda kalan köylüler birbirine düşürülüyor. Karışmayın bu tür işlere yazık köyünde, Mahallesinde daimi yaşayanlar kendileri karar versinler. Sizde olduğunuz ikamet ettiğiniz yerdeki muhtarlığı karışın.
- Üstelik o destekleyicilerden bir kısmının köylerde işbirliği içinde oldukları adamları var
 olduğu doğru mu?
-Elbetteki vardır, ben 2014 seçiminden sonra yaz kış Arguvan’da yaşıyorum ve bazı ilişkileri daha net görüyorum. Bu küçük yerlerde hiç bir şey gizli kalmaz. 
Demokratik davranılmıyor. Her demokratik girişim boğuluyor. Türkiye’deki gibi Arguvan’da da siyaset sistemi iyiye gitmiyor.

-CHP bu konularda ne diyor 

CHP Siyasi bir kurum olarak ne diyebilir ki? Aday oldun ve seçildin, başkan oldun… CHP sana ‘’Git de yanlış yap’’ demiyor. Doğru dürüst görevini yap. Kimden ne korkun var ki? Her kesime eşit davranılmasını ister uygulanırsa oyunu artırır. Her şey CHP yöneticilerinin elinde... Halkın sesi dinlenmeli ve gereğini yapmalı. Partiyi güçlendirmek için koltuk sevdasından vazgeçilmeli.

-2014 yapılan önseçimden sonra tutumunuz nasıl oldu

CHP’ye hiçbir zaman zarar verecek bir girişim içinde olmadım, olmamda... Bunu asla düşünmedim, düşünmem de… Ben ve geçmişte ön seçim kaybeden hiçbir aday adayı arkadaş CHP aleyhinde olmadı… Biz bazı kişilerin yanlarında durmadık ama yanlarında durmamak, yanlarında gezmemek partimiz aleyhine çalışmak anlamına gelmez. Birçok kişi bana CHP için şunu yazmışsın, bunu yazmışsın diyor. Ben de ''Ne okuduysan bana da okut birde ben göreyim'' Dediğimde şaşırıyor. Sonrada ''Şu dedi, bu dedi'' Diyerek bahanelerle geçiştiriyor. Yani dedikodu mekanizmasına alet oluyorlar. Tekrar ediyorum ciddi bir ön seçim olursa partiye zarar gelmez diye düşünüyorum.

-Bu durum halkı üzmez mi? 

-Tabiki üzer…

-Benim CHPli üyelere çok büyük saygım var. Eşim ile köy köy yaptığımız ziyaretlerden sonra üyeler bana inandı ve çok önemli oranda bana oy verdiler. Ben demokratik bir seçimden yanayım. ‘’Hatırlı’’ birilerinin etkisi ile CHP aday belirlemesin. Adayı üyeler gerçek bir önseçimle belirlesin. Yine kim kazanırsa kazansın. Bu durum partiyi güçlendirecektir, tersi ise CHPyi zayıflatmaktan kurtaramayacaktır. 

-Arguvan çok sayıda aydın insanın yaşadığı bir yer, bu yaşanan durumlara nasıl izin verebilirler? 

-‘’Arguvanlı aydındır’’ söylemi kesinlikle doğrudur. Ancak aydınlar tarifine uyanlara düşen görev yapılan yanlışlara karşı dik durmaktır. 

Geçenlerde bir haber yayınladık. Haberi sizler de okumuşsunuzdur. Haber şöyle; ‘’Arguvan Belediye Başkan yardımcısı İstifa Etmiş’’ diye. Aldığım tepkilerin haddi hesabı yoktur. 15 Nisan’da Arguvan Belediye Başkanı istifa ediyor veya ettiriliyor, içinde değilim, bilemem… Halk bilgilendirilmediği için dedikodu mekanizması işliyor. İstifayı dedikodu mekanizmasından öğreniyoruz. Ciddi konularda kamuoyu ne yazıkki bilgilendirmekten kaçınılıyor.

-Sizce istifa dedikodusu acındırmak için miydi? 

-Kesin bilmemekle beraber, istifanın gerçek olduğu büyük bir ihtimal idi… Şu anda Arguvan’da bir Belediye Başkanı yardımcısı olması lazım.

-Yok mu?

-Bilmiyorum, varsa kim bende Arguvan’da yaşamama rağmen bilmiyorum? Bir belediye başkan yardımcısı istifa edebilir. Hakkıdır da ama neden bunu kamuoyundan saklıyorsunuz. Şu an kim yardımcılık görevini yürütüyor? Başkan. Yardımcısının olması gerekmiyor mu? 

-Halkın eksiklere tepkisi nasıl oluyor?

Arguvan’da dört senedir benzin yok, mazot sadece Tarım Kredi’de var. Tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan bir bölgeyiz... Benzin en önemli ihtiyaçlardan birisi... Halk, Arguvanlı Morhamam ve Malatya’dan araçlarında bidonlarla benzin taşımak zorunda kalıyor. Bu durumu ve sakıncalarını haber yaptık diye Arguvan’da ciddi eleştirilere maruz kaldım. Yani eksiğe tepki yerine eksiği gündeme getiren tepki görüyor.

-Tekrar döneriz siyasete bir nefes alalım. Dağları sever misiniz?

-Dağlar sevilmez mi? Tabiki severim... Dağların yücelikleri, insanı kendisiyle yüzleştiriyor. İnsan kendini buluyor.

-Ziyaretlere gider misiniz? 

-Evet yerine göre gidiyorum. 

-Yüksek dağ veya ziyaretten dünyaya baktığınızda neler görür, neler duyarsınız?

-Kendimi görürüm. Geçenlerde Erigolle ye gittim. Çok da iyi oldu. İnsan kendini buluyor.

-Kaç çocuğunuz var?

-İki çocuğum var. İkiside üniversitelerini bitirdiler birisi memur, diğeri özel sektörde çalışıyor.

-Kaç torun var?

-İki torun var. Ada ve Adel Deniz. Her ikisi ile de aramız çok iyi J 

-Eşiniz nereli? 

-Eymirli ve Köylüm olmasını da avantaj olarak değerlendiriyorum. Aynı kültürden olmamız uyumu daha da arttırıyor. Günümüzde evlilikler farklı bölge ve kültürlerden olmaya başladı. Bu durumun yarattığı en negatif yön, birbirimizden uzaklaşmalar oluşturması. Bunun yanında kültürel çatışmalar cabası…

-Arguvan’ın dağlık kesimlerinde yaşayan Kürtler, ova köylerde yaşayan Türk Köylerine ve de Arguvan Merkeze göç ediyorlar. Birbirleri ile asırlarca uyum içinde yaşayan iki halktan, Türk kesimi köylerine yeni gelen Kürtlerden rahatsızlık duyuyorlar mı? 

-Hayır hayır! Arguvan’da Böyle bir rahatsızlık asla yoktur. Her iki halk da Arguvan’da uzun yıllardır sorunsuz kaynaşıyor. Bazı yanlış örnekleri genele mal etmek, çok büyük yanlış oluyor. Benim annemin annesi yani anneannem Sığırcıuşağı'ndan, yani Kürt kökenli… Annemin Dayıları uzun yıllar önce gelip Eymir’e yerleşmişler. Şimdilerde Eymir’de komşuluk ilişkiler en üst düzeyde Eymir'de saygın bir ailedir. 

Her köyde çok sayıda Türk/Kürt evliliği vardır. İnsanlar kaynaşmış, sevindirici bir durum... Ben şu soruyu sorsam ne dersiniz? Buyurun; Ben bir Kürt Köyüne yerleşmeye gitsem, o köyde ilk etapta beni kolay kolay kabul etmez, Türk köyüne de gitsem aynı şekilde kolay kabul görmez. Fark etmiyor yani hangi köye gidersen git, bir mezradan, diğer mezraya gitsen de ilk etapta kaç kişi içtenlikle kabul eder? Hiç kimse Türk/Kürt köyü farketmez sonradan köye geleni kolay kabullenmiyor. 

Ersoy Bey’in sorusu huzurdakilerce tartışıldı ve ‘’yüzde 30 u karşı çıkar ama geriye kalanlar kabul eder’’ tespiti ile soru cevaplandı.

(Ersoy Bey konuşmasına kaldığı yerden devam etti) 
Türk Köylerine yerleşmek isteyen Kürtlere, Türk köyleri içinden yardımcı olunuyor. Ev de satılıyor, arazi de satılıyor bunun örneği kendi yaşadığım Eymir'de son örneklerden birisini (2017 yılında Şotikli bir hemşehrimize ev satıldı Eymir'e yerleşti). Görebilirsiniz, çok iyi komşuluk diyalogları da geliştiriliyor. Ben bir sorun görmüyorum. Arguvan’ın Türk Köylerinde genel olarak Kürtlerin yaşamadığı köy yoktur. 

-Bizi çok güzel aydınlattınız, çok teşekkür ederim.

-Her iki halk arasında bir sorun yoktur. Asıl mesele tam ve gerçek bilgiye sahip olmadan fikir yürütüp ortam bozmaya çalışanlarda. Ölçüp biçmeden konuşanları, tartarak konuşmaya davet etmekte yarar var. Çok sayıda evlilikle birleşip kaynaşmışız. Kimse yanlışları topluma servis etmesin. Servis edenler halkımıza en büyük zararı verirler. Biraz daha ileri gideyim, toplumun birleşip kaynaşması, toplum üzerinde hakimiyet kurmak isteyenleri rahatsız ediyor. Ben yaz, kış dört yıldır burada yaşıyorum ve görüyorum.

-Türk-Kürt kızıştırmasını kimler yapıyor?

-İşbirlikçi ve her köyde sayıları üçü, beşi geçmeyen malum kişiler... 2014 yerel seçimlerinde aday olarak seçimlere girdiğimde ‘’ Ersoy, Kürt düşmanı ve Ersoy Atma İlköğretim Okuluna karşı geldi’’ iftirasına uğradım. Gayeleri beni zayıflatmak, ancak iftira yolu ile saldırı gayri ahlakidir. Oysa Atmalılar İlköğretim Okulun yapımına karşı gelmedim, okul yapımına asıl karşı çıkanları okul yapımında sorumluluk alanlar iyi bilirler.

Bu karşı çıkış hikâyesinin aslı şöyledir. Devlet tarafından Atmalılar Okulu yapımı başlama sürecinde Eymir, Narmikan ve Yukarı Sülmenli'ye birer yeni okul yapmak üzere her köye para çıkmış. Atma'ya okul yapılması Eymir’i, Eymir’e okul yapılması ise Atma’daki okulu kapatıyor. Ben bayan bir kaymakamımız vardı Eymir'deki okulu kapatacaksanız yeni bina yapmayın dedim yaptılar ve bir sene sonra Eymir'deki yeni binası olan okulu kapattılar. Beni dinlemediler. Orta yerde bir yanlışı düzeltmeye çalışmak ile Kürt düşmanlığının ne alakası var? Atma’daki okulun açılışına İnönü Üniversitesinin önemli isimleri ile beraber bu evden çıkarak gittim. Ben okul açılışlarına değil, kapanışlarına üzülürüm. Bakın o zaman yapılmaması gereken yeni binalar yapıldı. Yapılan Eymir ve Yukarı Sülmenli okulları kapandı. Yeni yapılan okullara masraf boşuna yapıldı. Bu masraf Atma okuluna yapılsaydı. Kısacası yanlış vardı. Yanlışı dillendirmem, iftira olarak bana döndü.

-Ersoy Eren, her konuda halkın içinde bir insan. Halk ile şahsınızı konuştuğumuzda ‘’Ersoy Halk Adamı deniyor. Bu güzel bir mertebe… Şimdi soruyorum, Arguvan Belediye Başkanlığı çok mu önemli, bir olmazsa olmaz mıdır? Önemli olan devrişane bir yaşam değil mi?

-Belediye başkanlığı asla olmazsa olmazım değildir Ancak Arguvan bu gün dahi hak ettiği yerde değil, çok ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Bir şeyler yapabilirim diyerek siyasete devam ediyorum. Kendimi anlatabilmeme bu soru ile yardımcı oldunuz. Teşekkür ederim. Benim her durumda yani düğünde, dernekte, taziyelerde halk ile beraber olmam siyaseten değildir. Bir kişilik, bir yapı sorunudur. Ben İstanbul’da iken de her köyden halkımın yanında idim. Burada değil de örneğin ALTINOLUK’ta yaşasam da oradaki halk ile aynı birlikteliği yaşayacağım… 

-Röportaj için çok teşekkür ediyorum. İyiki varsınız, iyiki aramızdasınız. Hep varolun, hep aramızda olun.


-Ben teşekkür ederim. İyiki sizler varsınız, sağ ve varolun…

13.09.2018/Mehmet ali çabuk
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.