ARGUVAN HABER
2019-07-25 12:50:29

Türküler Özgürleştirir

KADİR İNCESU

kincesu@gmail.com 25 Temmuz 2019, 12:50

‘Türküler özgürleştirir’ Şirin Üstün, albüm yaparak gündemde olmak gibi bir kaygısı olmadığını belirterek, “Üretmek, yeni eserler bulmak gibi bir kaygım hep oldu ve olacak. Zamanı gelince birikenlerin ve suyun akıp yolunu çizeceğine inananlardanım,” diyor


KADİR İNCESU
Şirin Üstün, yaptığı çalışmalar, söylediği türkülerle kültürünü yaşatmaya çalışan isimlerden… Üstün, türküler üzerine kurduğu dünyasında yorumu kadar, kişiliği ve mücadelesiyle de örnek oluyor. Bugüne kadar, Dermanın Olayım (2006), Güle Dokunma (2009), Künc-i Gurbet & Yeraltı Gelinleri (2012) ve Aşure – Habil & Kabil (2015) albümleri yayınlanan Şirin Üstün bu kez de Arda Müzik etiketi taşıyan üç single ile müzikseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Üstün ile yeni türküleri ve müziği üzerine konuştuk.

10 yılda dört albüm yaptınız. Albümlerinizle vermek istediğiniz mesajlar yerine ulaştı mı?
Albüm yapmak daha önce de, şu anda da gerçekten zor. Her yeni albüm sizin anlatmak ya da söylemek istediklerinizin kendisidir. Gözümüz gibi sakındığımız çocuklarımızdır aslında albümlerimiz de… Ben, türkülerimiz dinlendikçe dinleyicilerin daha çok düşünmesini, sorgulamasını hatta rahatlamasını ve şifa bulmasını, umut olmasını isterim.
Mesela zaman zaman önemli mesajlar verdik. Arguvan ağzı “Telli Gelin”i okudum. Hem yöre ağzını yaşatmak, hem de o süreçteki kadına şiddet, çocuk gelinlere (söylemesi de, yazması da kötü) dikkat çekmek istedim. Yine Adanalı Devran Baba´ya ait olan “Gurbetçim “ adlı eserde dağ köylerinden çıkıp Almanya’ya giden bir kadını canlandırdım. O klip, göçün ellinci yılı anısına çekilmişti. Yani toplumsal olayları öne çıkararak mesajlarımın yerine ulaştığını düşünüyorum…
Albüm yaparak gündemde olmak gibi bir kaygım olmadı ama üretmek, yeni eserler bulmak gibi bir kaygım hep oldu ve olacak. Zamanı gelince birikenlerin ve suyun akıp yolunu çizeceğine inananlardanım…

Albümlerinizde yer alan yeni türküleri ilk olarak siz mi yorumladınız, kaynak kişiler dışında?
Evet, çoğunlukla yeni otantik eserler bularak onları okumaya çalışıyorum. Bana ulaşan elimde çok kıymetli kaynakları gün yüzüne çıkarmak istiyorum. Yeni kuşak hem yaratıcı, hem bilgili, onlara güveniyorum.

Kaynak kişiden sonra ilk olarak okumanın önemi nedir? Farklı yorumlar türküyü nasıl etkiler?
Geleneksel anlayış ile modern düşüncenin çalışma halleri desem nasıl olur bilmiyorum. Aşıkların, ozanların eserlerini, türküleri korumak aslında hepimizin görevi… Ozan ve âşıklar gizli kahramanlar… Son derece doğal ve içten hallerini alıp, geleneği bozmadan aktarmaya çalışıyorum. Türküler ve deyişler umut verir, güç verir. Bu duygular seçimlerimizi özgürce yapmamızı sağlar. Türküler özgürleştirir, nefes aldırır. O yüzden halk türküleri çok kıymetlidir benim nazarımda…

Genel anlamda türkülerin yakıldığı, söylendiği ortamların dışında da farklı yorumlarla söylenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Elbette onlar da çok kıymetli, farklı yorumlar zenginliktir. Ama eserlerin orijinal yapısının korunması gerekir. Bu hem ozana, hem de geleneğe duruşumuzu sergiler. Bize düşen yeni rotalar çizmek, geleceğe hazırlamak…

Yeni türküleri repertuarınıza alırken nelere dikkat ediyorsunuz?
Sesime en çok yakıştığına inandığım ve sevdiğim türküler tercihimdir. Yeni olsun istiyorum, çünkü en yeniler görmemiz gereken, söylememiz gereken türküler… Gelecek nesiller de okuyabilsin, dinleyebilsin diye bu kültüre sahip çıkmaya çalışıyorum.

Bugünlerde piyasaya çıkacak olan El Taşı ve
Zülbent’in Türküsü adlı iki single’dan söz eder misiniz? Her iki türkü de çok kıymetli benim için. Türkünün bana gelişi çok ilginçtir. 2018 Arguvan Türkü Festivaline davet edilmiş ancak sağlık sorunu sebebiyle katılamamıştım. Hepimizin sevdiği ve saydığı, bizim aile dostumuz, halk tarafından da Cafer Dede diye çağırılan büyüğümüz rahatsızlığımı duymuş ve geçmiş olsun için aramıştı. Cafer amca ile konuşurken müzikten bahsetti ve “Senin için düşündüğüm iki eser var, bunları oku,” dedi. Hatta eserin birini Cafer amcam eşi Zülbent ablamla birlikte derlemişler… Tek şart Cafer amcamın yanına gitmekti. İşte buradan şu çıkıyor; halk âşıkları, ozanları eserlerini verirken mutlaka eserlerin özelliklerini, oradaki manayı, ne anlatmak istediğini en ince ayrıntısına kadar açıklamak ister. Sözlere, vurgulara işaret eder, titizlikle saatlerce anlatır. Ben de sağlık durumum düzelince yanına gittim; eserleri dinledim, özel kayıtlar aldım, saatlerce hem kayıt aldım, hem dinledim. Yalnız ben değil, ailece dinledik. Sonra müzisyen arkadaşlarımla hazırlıklara başladık, okuduk ve bitirdik.

Bu sene (2019) Arguvan Türküleri Ses Yarışması’nda tesadüf sonucu rahmetli Şemsi Belli’nin anılacağını öğrendim. El Taşı adlı eserin sözleri Şemsi Belli, müziği Cafer Doğan’a ait. Hem Şemsi Belli’yi yad edelim, hem de Arguvan türkülerine bir yenisini daha ekleyelim dedim.
Zülbent`in Türküsü´ nün sözleri Ruhsati’ye, müziği ise Zülbent-Cafer Doğan’a ait. Her ikisi de çok anlamlı ve güzel türküler. Dijital çağın estetik yaklaşımıyla birleştirdik, günümüzde türkülerin gerçekliğini ve yalın halini, samimiyetini dile getiriyor.
El Taşı bugünlerde dijital platformlarda dinlenebiliyor, Zülbent’in Türküsü de 15 gün içirişinde müzikseverlerle buluşacak. Diğer bir single’ım için ise çalışmalarımız aralıksız devam ediyor, aksilik olmazsa bir ay içerisinde bitmiş olur.


UNESCO kararıyla dünya kültür mirasına alınan Arguvan ağzı türkülerle büyüdünüz. Türküleri yorumlarken yaşadığınız kaygılar oluyor mu?
Elbette kaygılarım oluyor, onları bozmadan, en yalın ve doğal haliyle, teknolojinin getirdiği müzikal yenilikleri kullanarak sunmaya çalışıyorum. Bize bırakılan türkülerin hepsi bir yaşam deneyimi ve ben bunları okurken nasıl anlatmam gerektiğinden çok neyi anlatmam gerektiğinin önemine dikkat çekmek istiyorum. Bu anlatışta sadece okuduğum eserin formu değişiyor.
Turnalar nasıl koruma altındaysa, Arguvan türküleri ve deyişlerinin de doğası ve kültürüyle, sadece Arguvan’da değil ülkemiz genelinde korunması gerektiğini düşünüyorum.
Biz türkü söyleyelim turnalar hep uçsun. Ama hem turnalara, hem türkülere yönelik tüm tehditler kalksın, devlet önlem alsın, yöre halkı duyarlı olsun. Bu sayede Arguvan coğrafyasını her daim artan bir bilinçle, türkülerimizle uzak coğrafyalara ulaştırabilir ve koruyabiliriz.
Güçlü, bilgili, becerikli, özgüveni yüksek nesiller ve kültürüne sahip çıkan gençler geliyor.
Geleceğe yön verecek olan sanat akımlarıdır, bunun öncülüğünü de halk kültürü çekiyor.

 BİRGÜN 7 MAYIS 2019 SAYI: 5501



Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.