Öğlene doğru arayan Kadir İncesu, Berfin Bahar dergisinde Askar Yılmaz'ın Arguvan türküleri ve Hacı Engüzel ile ilgili bir yazısının yayınlandığını, Askar Yılmaz'ın Arguvan türküleriyle birlikte Halpuz türküleri söylemini kullandığını söyledi. Konu ile ilgili yorumumu sordu. Elbette Halpuz türküleri; çünkü türkülerin merkezi orası. Arguvan merkezde türkü söyleyen kaç kişi gösterebilirsin ki?” dedim.
“Arguvan'ın yolu tozdur dumandır” söz başlı türkünün söz ve müziğinin kime ait olduğunu sorması üzerine de oldukça açıklayıcı bir yanıtım oldu. Yüzyıllardır söylenen türküleri, birilerinin söz ve müziği ile kendi adlarına kaydettirmeleri ile ilgili bazı örnekler anlattım. 1986 yılında çıkan Halk Kültürü Telif Yasasından ve sonrasından söz ettim.
Hacı Engüzel’in yaklaşık yarım yüzyıl önce kasete okuduğu bir türküde, “Dereye aşağı zeytin ağaçlar” dizesi bulunduğunu ve zeytin ağacının Arguvan’da yetişmediği için eleştiriler olduğunu belirtti.
Dereye aşağı zeytin ağaçlar
Sabahtan erkenden ötüyor kuşlar
Azireyil can yerine can alsa
Yiğit sevdiğine bir can bağışlar
Arguvan’da zeytin ağacı var mı?
Arguvan’da zeytin ağacı var, ama yakın zamanda yetiştirilmiş. Nerede mi? Asmaca köyünde zeytin, Ektir köyünde de antepfıstığı var.
Ancak sözü edilen türkü belki de yüzyılların türküsü…
Yani Arguvan’da zeytin ağacı yok diye zeytin ile ilgili bir şey olamaz mı?
Zeytin ile ilgili anısı, düşüncesi, hayali olan Arguvanlı olamaz mı?
Zeytin ağacına türkü yakan Arguvanlı olamaz mı?
Zeytin olan bir yerde askerlik ya da görev yapan Arguvanlı olamaz mı?
Zeytin olan bir yerde arkadaşı, sevdalısı olan bir Arguvanlı olamaz mı?
Bütün bunlar olmasa bile türkülerin yayılmasında etkili olan diğer etmenler de mi olamaz?
Arguvan Türküleri kitabında türkülerin yayılım alanı ve taşınması konusuna değindik.
Yörelerin türkü etkileşiminde askerlik, öğrencilik, görev yapma, gezme ve benzeri nedenler etkili olmaktadır. Halk, beğendiği türkülerin sözlerini alarak kendi yöresinin ağız özelliğini taşıyan ezgiye uyarlayarak söyler. Konu yalnızca Arguvan ağzına özgü bir durum değildir. Dolayısıyla aynı sözlere sahip türküleri değişik yerlerde çeşitli ağızlarda dinleyebilirsiniz.
‘Gökteki yıldızı’ ayağının yer aldığı türküyü konumuza örnek olarak vermek istiyorum.
Arguvan:
Gökteki yıldızın da üçü terazi
Derman arar oldum yok mu birazı
Benim derdim hiç bir derde benzemez
Ne baharı belli ne kışı yazı
Gökteki yıldızın biri piyade
Bugün derdim her günkünden ziyade
Gel otur yar dertlerimiz taylaşak
Görek hangimizin derdi ziyade
Gökteki yıldızı sayan olur mu
Benim gibi yâre yanan olur mu
Benim böyle ara yerde kaldığım
Acep gider yara ayan olur mu
Şimdi de başka yöre türkülerinden örnekler verelim.
Avanos:
Gökteki yıldızın üçü terazi
Poyrazları gördü geçti birazı
Şu feleğin bize imiş garazı
Felek beni taşa çaldı neyleyim
Erzincan/Kemaliye (Eğin):
Gökteki yıldızı sayan olur mu
Dertlinin halini beyan olur mu
Aşkın beni yakar yakar kül eder
Acep nazlı yâre ayan olur mu
Karacaoğlan:
Gökteki yıldızın önü terazi
Ülker ile aşar gider birazı
Yarın mahşerde de sorarlar bizi
Hak mizan terazi kurulur bir gün
TRT dağarcığında Avanos yöresi türküsü olarak kaydedilmiş olan türkü ile Arguvan yöresinden söylenen türkünün sözleri neredeyse aynı. Dizeler yer değiştirilmiş o kadar. Ancak Avanos yöresinde yöremizin deyimiyle ‘şıkırdım havası’ yani kırık hava, Arguvan’da ise uzun havadır.
Konuyla ilgili olarak pek çok örneği Arguvan türküleri kitabımızda verdik, ilgilenenler başvurabilirler...
Muharrem Temiz’in Arguvan yolu dergisindeki bir makalesinde ve 2010 yılında gerçekleştirilen Doğanşehir platformundaki panelde dile getirdiği gibi halkımızın beğendiği yerlerin türkü sözlerini kendi yöresinin ağız özelliğini taşıyan müziği giydirmiştir.
Yazımızı konuyla ilgili bir değerlendirme ile bağlayalım.
“Giydirme müzik eserlerinde/türkülerde temel kural çoğunlukla makam, usul ve melodi aynı olur. Bazen usulleri değişik olabilir. Bu tür türkülerin şaşılacak derecede sözlerinde de benzerlikler olabilir. Farklı bölgeler olmasına rağmen Karadeniz türküsü ile Ege türküsünde aynı söz veya ezgi benzerliği görülebilir. Yahudilik, Hristiyanlık, Müslümanlık vs. her türlü dini müzikte de örnekleri görülmektedir. Hele günümüz popüler müziğinde kalıplaşmış ezgiler, sözler veya temposu değiştirilen müzikler bol miktarda kullanılır. Atma türkülerde de maniler gibi kalıp ezgiler çok kullanılır. Özetlenirse çeşitlemenin “melodi, ritim ve söz” olmak üzere üç türlü olabileceği anlaşılmaktadır.”